SEO’mu yoksa PPC’mi? Her İkisinde De Başarılı Olmak İçin 3 Şey

Bir e-ticaret mağazası sahibi olarak trafik ve dönüşümler, günlük endişelerinizin büyük bir bölümünü oluşturur. Söz konusu SEO veya PPC kampanyaları olduğunda, zamanınızı ve bütçenizi nereye koyacağınızı seçmek zor olabilir.

SEO ve içerik yatırımı uzun vadede işinize daha çok yarayacaktır. Bununla birlikte SEO, hedeflerinize ve ürünlerinize bağlıdır. SEO ve PPC birlikte de çalışabilir.

PPC reklamları, anında ve izlenebilir sonuçlar verir; hangi kampanyaların çalıştığını ve onlara ne kadar para harcandığını görebilirsiniz. Ancak, bu reklamları durdurduğunuz anda tıklama geçişleri ve dönüşümler de durur.

Öte yandan SEO’da daha yavaş ilerlersiniz. Bir ay içinde, müşterilerinizi ilgilendiren hedeflenmiş içerik oluşturmuş, popüler dergilerde veya haber sitelerinde röportajlar veya içerikler yayınladıysanız, trafiğinizde ve abone sayısında bir artış görebilirsiniz. Tam olarak hangi etkinliğin hangi tepkiye neden olduğunu tam olarak belirlemek zordur.

Örneğin, yeni bir ürün sunuyorsanız mümkün olan en geniş kitleye ulaşmak istersiniz. PPC reklamları ile kısa sürede birçok kişiye ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte, uzun vadede SEO'nun faydaları PPC'nin anlık faydalarından daha güçlüdür. SEO zaman içinde sürekli bir izleyici kitlesi oluştururken, PPC reklamlarını bir kitleyi kiralama olarak düşünün. Kirayı ödemezseniz dükkanınızda satış da yapamazsınız.

PPC kampanyalarında başarılı olmak için 3 ipucu:

1. Gerçekten neyin çalıştığını görebilmeniz için kampanyalarınızı bölümlere ayırın. Çeşitli giyim ürünlerini satarsanız, geniş bir kampanya size bol miktarda gösterim sunarken, tıklama başı maliyetiniz yüksek olacaktır. Kampanyalarınızı parçalara ayırmak size daha fazla kontrol imkanı sunar. Örneğin: “Bayan giyim> ceketler> Denim/Deri/Suit” ya da “Kadın giyim>Etekler>Mini/Maxi/Midi” gibi.

2. İnternet çok geniş ve dağınık bir alan. Bu alanda ön plana çıkabilmek için reklamlarınızın görünebilir olması gerekiyor. Rakiplerinizle olduğu kadar onların reklamları ile de rekabet halinde olduğunuzu unutmayın.

3. Negatif anahtar kelimeler, hedef kitleniz için önemli reklam anahtarlarıdır. Sadece kadın kıyafeti mi satıyorsunuz? “Erkek giyim”i negatif anahtar kelime olarak kullanabilirsiniz. Böylece hemen çıkma oranını artırabilirsiniz.

SEO’da başarılı olmak için 3 ipucu:

1. Anahtar kelimelerinizi tanımlayın. Anahtar kelimeler, e-ticaret işinizin temel taşlarından biridir. Arama motorlarının web sitenizi nasıl kategorize ettiğini ve müşterilerinizin mağazanızı nasıl bulduklarını gösterir. Anahtar kelimeler aslında, arama motorlarının sayfalarınızı hızlı bir şekilde tarayıp bu terimler girildiğinde doğru sonuçlara ulaşmalarını sağlayan kısa yollardır. Anahtar kelime, rakip ve müşteri araştırması, ilk sayfada SEO yarışında önde olmak için hayati bir öneme sahiptir. Rakiplerinizi araştırın ve hangi anahtar kelimeleri kullandıklarını, arama terimlerinin reklamlarını görünür hale getirip getirmediklerini görün. Arama hacmini tahmin etmek ve alakalı anahtar kelimeler hakkında fikir edinmek için Google'ın Anahtar Kelime planlayıcı araçlarını kullanabilirsiniz. Bu araştırma, sayfa içi optimizasyon için kritik bir öneme sahiptir olmasının yanı sıra size, içerik fikri ve başlıklarınız için yardımcı olacaktır.

2. Sayfa içi optimizasyon. Yukarıda keşfettiğiniz anahtar kelimeleri; başlıklarda, açıklamalarda, URL’ler içinde ve içerikte kullanabilirsiniz.

Sayfa içi optimizasyon anahtar kelimelerde durmaz. Resim, sayfa yükleme süresi ve sayfanızın mobil cihazda nasıl performans gösterdiğini de içerir. Bu faktörlerin tümü, Google'ın sitenizi arama kelimeleri ile alakalı olarak nasıl sıraladığını belirleyen sayfa puanınızı etkiler.

3. İçeriğiniz müşterilerinizin sorularına cevap versin. İçerik fikirleri üretmek için denenmiş ve test edilmiş bir yöntem, müşterilerin yaşadığı ortak bir sorunu belirlemek, bu sorunla ilgilenen içeriği oluşturmak ve onlara bir çözüm sunmaktır! Müşterinin ihtiyaçlarına odaklanan bir içerik oluşturun. İnsanlar için yazdığınızı unutmayın, bu nedenle anahtar kelimelerinizi belirlerken yararlı ve eğlenceli olmalarına dikkat edin. Müşterilerinizle olan iletişimlerinizde tekrar eden konular var mı? Öyleyse, doğrudan müşteri ile iletişime girdiğiniz “sık sorulan sorular” sayfasını oluşturun. Markanızı bilgili, güvenilir ve iyi yazılmış içeriklerle doldurun ve her sorunu dikkate incelediğinizden emin olun.